İlk olarak 1970’li yıllarda ortaya çıkan stagflasyon terimi, durgunluk ekonomisi olarak bilinen anlamı ifade etmektedir. İngilizce de durgunluk anlamına gelen stagnant ve ülke ekonomilerinde bunalım olarak ifade edilen enflasyon kelime kalıplarından türeyerek bir araya gelmiştir. Ekonomik olarak stagflasyon; üretimin olmadığı, işsizlik oranını yüksek olması ve giderek arttığı ve ekonomik büyümenin olmadığı durumlar için tanımlanır. Her ne kadar mantık olarak işsizliğin arttığı bir durumda enflasyonun düşmesi, işsizliğin düştüğünde enflasyonun düşmesi beklenir.
Stagflasyonun Sebepleri Nelerdir?
Stagflasyon sebepleri için ortaya atılan iki adet görüş vardır. İlki petrol üretimindeki fiyatlardaki ani artış üretimi olumsuz etkiler. Özellikle petrolün çıkarılması ve taşınmasındaki maliyetler hızla artmıştır. Fiyatlardaki artışlar petrol taleplerini düşürmüş, yatırımlar azalmış ve petrol şirketlerin taleplerini olumsuz etkilemiştir. Tüm sonuçlara bağlı olarak işsizlik artışı ile karşı karşıya kalınmıştır. İkinci görüşe göre; ekonomik politikalarda yapılan yanlış hesaplamalar ile birlikte para arzlarında arttırıcı politika izleyen merkez bankaları enflasyonu arttırıcı önlemler almaktadır. Her iki görüşün birleşiminde ise stagflasyonun ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Stagflasyon bir ülke için zorlu bir süreçtir. Bu süreçte ekonomik faaliyetler noktasında tedbirler alınması gerekmektedir. Özellikle enflasyonu düşürücü faktörleri anında devreye sokulmalıdır. İstihdamı arttırıcı formüller ile işsizliğin önünü alıp oranları kademeli olarak düşürmenin yolları aranmalıdır. Özellikle para politikasını yürüten kurumlar ile ülke yönetiminde bulunanların işsizlik ve enflasyon oranlarındaki dengeyi ortaklaşa ayarlamaları gerekmektedir. Aksi halde zıt kutuplu olan bu iki ekonomik dengenin bir şekilde birlikte dengelenmesi gerekecektir.